155 Boyunda Bir Kadın Asker Olabilir Mi?
Bir Hayalin Peşinden Koşmak
Kayseri’de bir akşamüstüydü; o saatlerde hep bir huzursuzluk olur içimde. Gökyüzü ne zaman böyle gri olsa, sanki içim de aynı renge bürünür. Dışarıda, biraz ilerideki caddede yürüyenlerin siluetleri loş ışıklarda belirsizleşiyor. Kimisi aceleyle işine gitmekte, kimisi de bir şekilde o akşamı geçiştiriyor gibi. Benim de hayallerim var, Kayseri’nin dar sokaklarında kaybolmuş bir şekilde.
Bir sabah, askeri alanda koşarken gözlerim karşısındaki sıradışı duvarın üzerine odaklandı. O duvarda boyumun fazlasıyla üstünde bir tabela vardı: “Askerliğe Alım Koşulları.” Kimi için bu sadece bir uyarı tabelasıydı; ama benim için bir engeldi. O tabelada yer alan boy sınırları beni hep bir adım geri atmaya zorladı.
Beni tanıyanlar bilir, genelde her şeyin üstesinden gelirken bulurum kendimi. Ama işte… 155 boyum var ve bu, asker olma hayalimle çelişiyor gibi geliyordu.
Uykusuz Geceler ve Kendi İkilemim
Bir akşam, çok sevdiğim bir kafede otururken, gözlerim hafifçe bulanıklaşmıştı. Birkaç ay önce bu soruyu arkadaşlarıma sormuştum: “Acaba 155 boyunda bir kadın asker olabilir mi?” Kimisi gülerek geçiştirdi, kimisi de ciddiyetle yanıt verdi: “Askerlik bu kadar basit değil, önemli olan sadece fiziksel değil, psikolojik dayanıklılığın da olması.”
Ama ben duymak istediğim şeyi bilmiyordum, sadece cevabımı arıyordum. O anlarda kafamda bu soru sürekli dönüp duruyordu: Boyumun bu kadar kısa olması, benim bu işin üstesinden gelemeyeceğim anlamına mı geliyordu?
Birçok geceyi bu sorularla uyandım, kafamda farklı düşünceler ve yüzlerce farklı senaryo. Belki bir gün bu engeli aşmak için bir çözüm bulabilirim diye düşündüm. Aslında, ne kadar zor olsa da bir kadının asker olmasının ne kadar güçlü ve cesur bir şey olduğunu düşündüm. Ve benim de bunun parçası olmak istemem…
Ama hala o baştaki engel vardı: Boyum.
Hayal Kırıklığı ve Bir Adım Daha Yaklaşmak
Bir gün, bir arkadaşım Kayseri’deki bir askeri tesisi ziyaret etmeye karar verdi. Ona katılmaya karar verdim. Yolda yürürken, o sıradışı şehri gözlemlemekten zevk aldım. O eski taş binalar, askerlerin düzenli yürüyüşleri… Tesisin kapısına yaklaşırken, o tabelayı tekrar gördüm. Bu sefer farklı bir şekilde bakıyordum. Boyumun bir engel olup olmayacağı ile ilgili sorularım hafifledi. Çünkü bir kadın olmak ve neyi başarabileceğimi sorgulamak değil, cesurca bir adım atmak, her zaman daha önemliydi.
O günden sonra kendimi farklı bir açıdan görmeye başladım. Belki boyum 155’ti, ama cesaretim ve gücüm o sayıdan çok daha büyüktü. Duygularım iç içe geçmişti. Bir tarafta kendimi sınırlı hissediyordum, ama diğer tarafta belki de özgürlüğümün en büyük şekli asker olma hayalimdeydi.
Ve belki de her şeyin başladığı yer, sadece kendi cesaretimi kabullenmekti. Bunu başarabilir miydim? Kim bilir… Ama hayal kırıklıklarımın beni durdurmasına izin vermek istemiyordum.
Bir Umutla Başlamak
Bir sabah, uyanıp pencerenin önüne oturdum ve Kayseri’nin sokaklarını izledim. O an, bir kadın asker olmanın ne kadar önemli olduğuna karar verdim. Boyum ne olursa olsun, bu yolun sonunu görmek istiyordum.
Kafamda hala sorguladığım, “155 boyunda bir kadın asker olabilir mi?” sorusu vardı. Ama artık o soruyu sadece bana soranların ağzından değil, kendimden duyuyordum. Çünkü artık biliyorum ki, hayallerimi gerçekleştirebilmek için sadece fiziksel sınırlara değil, ruhsal gücüme de güvenmem gerek.
O sabah, tüm kaygılarımı geride bırakarak, bir adım daha attım. Gerçekten başarabileceğimi hissediyordum. Sadece boyumun uzunluğu değil, içimdeki güç ve kararlılığım önemliydi.
Evet, 155 boyundaki bir kadın asker olabilir. Ve ben, bunun olabileceği bir dünyada yaşamak istiyorum.