“Çömleğinde Ne Var?” Oyunu Üzerine Erkeklerin ve Kadınların Bakış Açılarını Karşılaştırmalı İnceleme
Merhaba, oyunları sadece eğlence olarak değil, farklı bakış açılarıyla incelemeyi severim. Bugün “Çömleğinde Ne Var?” oyununu hem erkeklerin daha objektif ve veri odaklı yaklaşımıyla, hem de kadınların duygusal ve toplumsal etkiler yönünden değerlendirmesiyle birlikte ele alıyoruz. Hem analitik düşünmeyi hem de empatik bakışı bir araya getirerek bu geleneksel oyunun altındaki anlamları arayalım.
Oyunun Tanımı ve Temel Kuralları
Oyunun temel dinamiğini kısaca özetleyelim: Halkaları oluşturan çocuklar çömelir, bir ebe halkanın dışında dolaşır, bir çocuğun omzuna dokunarak “Çömleğinde ne var?” diye sorar. Çocuk “Yağ var, bal var” diyebilir. Ebe “Satar mısın?” diye sorar, çocuk “Satmam” der. Ebeyse ardından “Al öyleyse sen o yoldan, ben bu yoldan” diyerek koşmaya başlar; çocuk ters yönde koşar, boşalan yere önce yerleşemeyen ebe olur. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
Bu kurallar oyun boyunca çocukların dikkatini, fiziksel hareketini ve hızlı karar vermesini ister.
Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Yaklaşımı
Erkek perspektifinden bakıldığında bu oyun şu açılardan ilgi çekici olabilir:
Motor beceriler ve hız: Oyuncuların yer değiştirmesi, koşması, yön değiştirmesi açısından oyun motorik gelişim için veri sunar. Oyunun içinde “ters yönden koşma” gibi bir koşul yer alıyor. ([Dersimiz][1])
Kuralların uygulanması ve adalet: Oyun kurallarına uyma, eden – eden olmayan ayrımı yapılması, ebe değişimi gibi mekanizmalar izlenebilir. Örneğin, “kim önce yer kaparsa ebe olur” kuralı net bir ölçü sunar. ([onceokuloncesi.com][2])
Veri odaklı değerlendirme: Oyuncuların reaksiyon süreleri, boşalan yere ulaşma süreleri gibi ölçümler yapılabilir. Eğitimde kullanım açısından “kaç saniyede boş yere ulaşıldı” gibi bilgi toplanabilir.
Strateji: Oyuncular koşarken hangi yönden çıkacaklarını, ne zaman hızlanacaklarını seçebilir; bu da oyuna stratejik bir boyut kazandırır.
Bu bakış açısıyla oyun, ölçülebilir göstergelerle değerlendirilebilir bir etkinlik haline gelir. Örneğin, eğitim ortamında “motor gelişim kazanımı” açısından oyun planlanabilir ve performans veri ile takip edilebilir. ([okuloncesi.net][3])
Kadınların Duygusal ve Toplumsal Etkiler Odaklı Yaklaşımı
Kadın perspektifinden bakıldığında ise oyun şu açılardan anlam kazanır:
Sosyal bağ kurma: Çocukların halka oluşturarak yer alması, ebe ile seçilen oyuncu arasında etkileşim olması, ortak hareket ve bekleme süreçleri sosyal becerileri destekler.
Duygusal deneyim: Oyuncular “seçilme”, “ebe olma”, “yerini kaybetme” gibi duygusal süreçler yaşar. Bu tür deneyimler çocukların duygusal farkındalığına katkı sağlar.
Toplumsal roller ve adalet algısı: Oyunda “ebe olacak kişi kim?” gibi sorular ortaya çıkar. Hangi çocuk seçildi, hangi çocuk yer değiştirdi? Oyunda herkes rol alır, bu bağlamda “katılım eşitliği” önemli bir tema olabilir. Ayrıca öğretmenlerin uyarıları ve değerlendirmesi sırasında çocuklarla “haksızlık şu oldu mu?” gibi sorular sorulması bu yönü destekler. ([okuloncesi.net][3])
Empati ve grup dinamiği: Oyunculardan biri seçildiğinde diğerleri bekler, izler; bu süreç empatiyi geliştirebilir. “Seçilmeyen” ya da “kaybeden” rolünde olmak da duygusal deneyimi zenginleştirir.
Bu bakış açısıyla oyun, sadece “koş ve yer kap”dan ibaret değil; çocukların sosyal ve duygusal gelişimini destekleyen bir araç olarak değerlendirilebilir.
Karşılaştırma ve Düşündürücü Sorular
Karşılaştırdığımızda erkek perspektifinin daha ölçülebilir ve analitik olduğu; kadın perspektifinin ise daha duygusal, sosyal ve anlam yönlü olduğu görülüyor. Bu iki yaklaşım birbirini dışlamaz; aslında birbirini tamamlar. Ancak düşündüren bazı sorular var:
Eğitim ortamında sadece motor ve stratejik yönlere odaklanırsak, sosyal ve duygusal kazanımları ihmal etmiş olmaz mıyız?
Tam tersine sadece duygusal ve toplumsal etkilerle değerlendirme yapılırsa, motor gelişim ve ölçülebilir performans nerede kalır?
Oyunu uygularken öğretmenler hangi kriterlere öncelik vermeli? Hız mı, takım çalışması mı, adalet algısı mı yoksa tümü mü?
Bu klasik oyun, dijital çağda çocukların zaman değişimiyle hâlâ ne kadar geçerli? Yeni medya ile gelen dikkat dallanması çağında bu tür oyunlar sosyal anlamda nasıl bir rol oynayabilir?
Bu soruları düşündüğümüzde oyunun çok yönlülüğü ortaya çıkıyor: Sadece sınıf içi etkinlik değil, aynı zamanda sosyal bir laboratuvar da olabilir.
Sonuç olarak, “Çömleğinde Ne Var?” oyunu hem analiz edilebilir, ölçülebilir unsurlar barındırıyor hem de çocukların duygusal ve toplumsal dünyalarına dokunan bir etkinlik. Sizce bu oyunu uygularken hangi yönü öne çıkarmak daha etkili olur: “Hız ve strateji” mi yoksa “Sosyal bağlanma ve adalet algısı” mı? Ayrıca çocukların bu oyundan sonra hangi kazanımları edindiğini ölçmek için ne tür yöntemler kullanılabilir?
[1]: https://www.dersimiz.com/egitsel_oyunlar/comlegimde-ne-var-oyunu-oku-1104?utm_source=chatgpt.com “Çömleğimde Ne Var? Oyunu | Eğitsel Çocuk Oyunları – Dersimiz”
[2]: https://www.onceokuloncesi.com/isindirici-oyun/comlegimde-ne-var-oyunu-90382.html?utm_source=chatgpt.com “Çömleğimde Ne Var? Oyunu – onceokuloncesi.com”
[3]: https://www.okuloncesi.net/forum/konu/comleginde-ne-var-etkinlik-turu-oyun-buyuk-grup-etkinligi.16973/?utm_source=chatgpt.com “Çömleğinde Ne Var? Etkinlik Türü : Oyun (Büyük grup etkinliği)”